Ukrayna savaşının tetiklediği ve AB ekonomisine yönelik artan risklerin tetiklediği Euro’nun dolar karşısındaki düşüşü, iki para birimini yirmi yıldır ilk kez eşit seviyeye yönlendirdi.
Avrupa tek para birimi Perşembe günü 0,9952 dolara düştü, resmi olarak tanıtıldığı 2002 yılının sonundan bu yana görülmeyen bir seviye. Ancak tüccarlar, önümüzdeki aylarda birkaç engeli aşması koşuluyla Euro’nun toparlanabileceğine inanıyor.
İlk aşılması gereken, Rusya’nın Avrupa’ya gaz arzını durdurma riskinden kaçınmak, bu da elektrik fiyatlarının yükselmesine neden olacak ve Euro bölgesi ülkelerini bazı endüstriyel faaliyetleri sınırlamaya zorlayacak.
Rus gaz devi Gazprom, boru hattının düzgün çalışacağını garanti edemeyeceği konusunda uyarırken, Avrupa ülkeleri Moskova’nın teknik bir sebep kullanarak teslimatları kalıcı olarak durdurmasından ve üzerlerinde baskı kurmasından korkuyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Perşembe günü Rusya’nın enerjiyi “savaş silahı olarak” kullandığını bile söyledi.
Diğer merkez bankaları gibi, Avrupa Merkez Bankası (ECB), oranları çok keskin bir şekilde artırarak ekonomiyi boğmaktan kaçınmaya çalışıyor. Ancak, Euro bölgesi genelinde borçlanma oranlarındaki büyük farklılıklarla birlikte borç piyasasının olası bir parçalanması konusunda da endişelenmeli.
ECB şimdiye kadar ekonomiyi desteklemek için ultra gevşek bir para politikası sürdürürken, ABD Federal Rezervi bunun yerine faiz oranlarını yükseltti ve enflasyona karşı koymak için bunu yapmaya devam edeceğine söz verdi.
Dolar, Haziran ayında yeniden rekor seviyelere ulaşan enflasyonu sınırlamaya çalışırken Fed’in para politikasını sıkılaştırmasından yararlandı.
UniCredit: “Yıl sonuna doğru, düşüş eğilimi beklentileri ve resmi oranların döngüsel zirvesi yaklaşırken merkez bankalarından daha dengeli mesajlar, risk iştahının geri dönüşünü desteklemeli ve USD talebini kolaylaştırmalı.”
Bu olursa, Euro 2022’nin son birkaç ayında pariteden uzaklaşabilir.