Küresel merkez bankaları altın rezervi edinme hızlarını daha da artırdı. Altın’a doğru olan bu koşuşturma nasıl açıklanır ve bu neye işaret eder?
2022’de merkez bankaları altın biriktirme rekorunu çoktan kırmıştı, 2023’te de kırılacak gibi görünüyor. Dünya Altın Konseyi’nin paylaştığı verilere göre, geçtiğimiz Haziran ayında sekiz merkez bankası rezervlerine 50 ton altın ekledi.
Altına en çok düşkün olan ülke, rezervlerine 19 ton altın ekleyen Polonya oldu. Bunun arkasında Çin, art arda yedinci aydır devasa alımlarına devam etti, 16 ton altın aldı. Diğer alıcılar arasında Singapur (4 ton), Rusya (3 ton), Hindistan (2 ton) ve Kırgızistan (2 ton) yer alıyor.
Ekonomik olarak çok zor durumda olan Türkiye, altın rezervlerinin bir kısmını satmayı seçti. Bu durum Özbekistan ve Kazakistan için de geçerlidir.
Dünya Altın Konseyi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, merkez bankalarının neredeyse dörtte biri önümüzdeki on iki ay boyunca altın almaya devam etmeyi planlıyor. Bu birikimi nasıl açıklamalı?
Altın, dünya merkez bankalarının ekonomik istikrarsızlık zamanlarında başvurdukları mükemmel bir varlıktır. Bu nedenle Altın’a olan bu hücum, özellikle Covid-19 krizinden bu yana belirsiz olan makro ekonomik ortamın bir göstergesi. Aynı zamanda, Ukrayna’daki savaşın ve dünyanın aşamalı olarak “dolarsızlaştırılmasının” doğrudan bir sonucu olarak görülmelidir.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, uluslararası toplumdan önemli yaptırımları tetikledi. Özellikle çarpıcı bir vurguyla: Dolara ve özel bankalara dayanan mevcut sistem, merkez bankalarını yaptırımlara karşı savunmasız bırakıyor. O zamandan beri “de-dolarizasyon” çağrıları çoğaldı ve USD’ye başvuru azalma eğilimi gösteriyor.
Bu ilgi, de-dolarizasyonun temel direklerinden biri haline gelen kripto para sektörü ile de bağlantısı bulunuyor. Geçen Ocak ayında, her ikisi de ekonomik olarak ağır bir şekilde yaptırım uygulanan Rusya ve İran, altına dayalı bir stablecoin yaratma isteklerini doğruladılar. Altın destekli bir merkez bankası dijital para biriminin (MNBC) ihracının Nisan ayında onaylandığı Zimbabve için de aynı senaryo geçerli. Bu artan ilginin kanıtı olarak, Altın endeksli kripto para birimleri kapitalizasyonu son zamanlarda patladı, sonbaharda bir milyar doları aştı.
Tüm tarihi ekonomik belirsizlik dönemlerinde olduğu gibi, altın iyi gidiyor, ancak bu sefer, finansal teknolojilerin evrimi, onun yenilikçi varlıklarla ilişkilendirilmesine izin veriyor gibi görünüyor.