İslami ulusların kripto para piyasasındaki faaliyetlerini İslam dininde bir kavram olan haram kavramı olarak betimlediği anlaşıldığı için, bu karar birçok şahıs için beklenmedik bir şey değil. Yakın tarihte yaşanmış ve görülmüş; birden İslami otorite, kripto para türevlerini ve daha da açacak olursak takas durumuna döndürülemeyen kripto para birimleri gibi sanal ögelerin piyasa pazar faaliyetlerini kınayan bir bildiri yayınladı.
Yakın tarihler baz alındığında, Tarjih ve Muhammediye Tardid Konseyi de yakın bir bildiri duyurdu ve “Tarjih’in bu bildirisi kripto para türevlerinin hem yatırım vasıtası hem de dönüşüm vasıtası olarak illegal yapı olduğunu koşulunu öne sürüyor” dedi. Bir İslami bildiri metni, sanal para türevinin gruplar için illegal olarak damgalandığına işaret eder.
Saptanmış İslami grup, Tarjih Konseyi ve Muhammediye’nin Merkezi Denetleyicisi Tajdidi, bütünüyle bu saptanmış kararı yürürlükte olan birtakım belge servis etmiştir. İslami grup teşkilatı, kripto para türevlerinin kullanımının “gharar” ve “dharar” manasına denk geldiği için illegal ya da geleneklere aykırı olduğunu ifade etti. Yazının başında bahsi geçen iki kavram esas olarak dedikodu malzemelerini anlatan kripto para türevlerini ima ediyor.
Yayımlanan bildiri ilk olarak iki kritik çekişme dizesi oluşturdu, en kritiği ise ögelerin dedikodu fısıltıları ve oynaklık gösteren doğasıydı. Kripto para türevleri ile alakalı bir başka problem, ögelerin İslami al-ver, yani değişim vasıtası normal yapılanmalarını karşılamamasıdır. Bu sebep ile kripto dünyasının güvencesiz ve illegal yapısı İslam Konseyi aracılığı ile kınandı.
Konsey ek olarak, Bitcoin ve bir başka kripto para türevlerinin halen para çeşidi ya da altın tarzı bir ana öğe aracılığı ile teşvik edilen bir dönüşüm vasıtası olarak resmiyette kabul edilmeyeceği için para biriminin yapılanmasına dahil kaygılarını insanlarla paylaştı. İslami bildiri metni, kripto dünyasının hareketli bir öge olduğu için entegre edilebilir bir para katlama aracı olarak kabul görmeyeceği tarafındaki bu düşüncelerin altını çiziyor.
Çeşitli dedikodu ve sebepsiz faaliyetlere açık her çeşitli öğe ‘Haram’ olarak kabul görecektir. Bir başka prensipler ek olarak kripto para türevlerinin desteği ile denetlenen illegal oluşumları da ima etmektedir. Sanal ögenin, ek olarak kumar hedefli kullanılma yönelimi bulunmaktadır, dahası kripto ekonomi yapılı bir öge değildir, bu da kripto para türevlerini İslam dünyasının aynı durumu yasaklamasının bir diğer sebebi durumuna sokar.
Endonezya Ulema Konseyi (MUI) daha evvel, üstünden geçtiğimiz sene kasım ayında yakın bir uygulama ile bu yasak mevzusunda ısrarcı olmuştur. Bu gelişmeler devamında, MUI, aynı grubun Şeriat prensiplerine uygun durumda konumlanması oluşumunda kripto dünyasını benimsemeye açık kapı bıraktı.
Kripto para faaliyetlerini ‘Haram’ addeden bir başka İslami otorite, Muhammediye’yi üçüncü en ileri gelen İslami otorite haline getiren Nahdlatul Ulama yapılanmasıydı. Şeriat kanunu, sanal ögelerin sadece bir para değerlendirme biçimi olarak değil, bir piyasa pazarı envanteri olması gerektiği düşüncesini içine katar. Emtia Vadeli Yapılar Ticareti Denetleme Kuruluşu, aynı yapıyı incelemeye konusunda fikir birliğine vardı ve bu sebeple, kripto para piyasa pazarının Endonezya’da oluşuma ve hareketlenmelerine devam edeceğini iddia etti.
Endonezya, aynı Endonezya piyasasının, kripto para dünyasının özümsenmesi mevzusu hakkında iyi düşünür halde olmasına karşın, dini endişeler sebebi ile yakın tarihlerde birtakım kısıtlama ve yasağı gündemine aldı. Ülke oluşan kripto yapıları birbirine benzer hale geldi ve öge yapılanmasında 9,8 milyar dolara yaklaşan bir durum tespit etti. Bu oluşumlar, 2021 senesinde 2020 senesine nazaran sayılarda %1.222 gibi bir değerlenme durumuna vakıf olduğunu gösteriyor.
Aynı biçimde, geçtiğimiz senenin kapanış sürecinde gözlemlendiği gibi 11,2 milyon kripto kullanıcısı iş gördüğü ve bu da 2021 yılına oranla tekrardan %180 gibi bir derecelik devasa bir yükseliş trendi olduğu aktarılıyor. Bu sebep ile, Endonezyalılar dahilinde bir diğer bildirinin, kripto para biriminin ünlü kapasitesini baltalamayacağı kanısına ulaşmak son derece mantıklı gözüküyor.